Röportaj: Gözde YILMAZ
Geçtiğimiz yıl "Olmaz Oğlan" ve "Yalan" şarkılarıyla adlarını duyuran Hepsi grubu, "Hepsi 2" adlı albümleriyle yeniden sevenlerinin karşısında... Türkiye’nin R&B tarzında müzik yapan ilk grubu unvanını da taşıyan Hepsi grubu üyeleri, gördükleri ilgiye rağmen hálá şöhrete alışamadıklarını söylüyorlar.
Hedef kitleniz çocuklar mı?Cemre: Daha 20 yaşındayız. Damardan sözlerin bulunduğu bir albüm isteniyorsa, onu İbrahim Tatlıses’ten dinlemek gerekiyor. Bu arada İbrahim Tatlıses’i de çok seviyoruz, sakın yanlış anlaşılmasın. Biz sadece yaşımıza uygun müzik yapıyoruz, daha esprili bir tarz kullanmaya çalışıyoruz. Bu tarzımızı çocuklar da seviyor olabilir. Ama sadece çocuklara yönelik bir şey yapmıyoruz.
İkinci albümünüzün promosyon çalışmalarına devam ediyorsunuz. Sık sık imza günlerine katılıyorsunuz. Tepkiler nasıl?
Gülçin: Çok iyi... Şimdiye kadar çok imza günü düzenledik ama geçtiğimiz günlerde D&R’da düzenlenen imza günü müthiş kalabalıktı. Orada çalışanlar bile ilk defa böyle bir ortamla karşılaştıklarını söylediler. İlk gittiğimizde masa giriş kapısına konulmuştu, daha sonra kuyruk dışarı taşmasın diye içeri alındı.
Yasemin: İlgi çok hoşumuza gidiyor ama bazen insan bu ilgiden utanabiliyor da... Geçen sene günlük kıyafetlerimizle dışarıya çıktığımızda bizi gerçekten tanımıyorlardı. Ama artık tanıyorlar.
Sokaktaki durum nedir? Rahatça yürüyebiliyor musunuz mesela?
Eren: Geçtiğimiz günlerde reklam çekiminden dönüyordum. Gece yarısı benim oturduğum bölgede kimlik kontrolü yapılıyor. Haftada birkaç kere geçiyorum o saatte. Ben çantamdan kimliğimi çıkartırken iki jandarma kendi arasında konuşmaya başladı. İşte bu kız Eren Bakıcı diye.
Yasemin: Takı bakıyordum, mağaza sahibi yanıma geldi. "Siz bir gruptasınız değil mi" dedi. Ben "Ne grubu" deyince de "Hepsi grubunda değil misin?" diye sordu. Şaşırdım.
Eren: Ben spor yapıyorum. Bir çocuk geldi, "Ben seni nereden tanıyorum" dedi. "Bilmem, herhalde buradan tanıyorsundur, sürekli geliyorum" dedim. "Yok" dedi. Lise, ortaokul olabilir mi diye düşünüyoruz ama hayır. En sonunda çocuk tam gidecekken bana "Hepsi grubuyla bir alakan var mı" diye sordu. Doğrusu benim hiç aklıma gelmemişti!
Gülçin: Trafik kazası geçirmiştim. Kimse beni tanımadı. Savaş Ay falan geldi, benimle konuşuyor ama kim olduğumu bilmeden. En sonunda montajda tanımışlar.
Okan Bayülgen’in programına da katıldınız. Keyifli bir program mıydı?
Cemre: Evet hem de nasıl... Çok eğlendik. Ama benim için ayrıca şöyle bir durum vardı. Programa çıkarken kostümüm, spor ayakkabılarım falan
tamam ama ayakkabılarımın içine çorap getirmeyi unutmuşum. Ben çıplak ayaklarla hayatta ayakkabı giyemem. Ne yapacağımı düşünürken arkadaşımın aklına albümümüz geldi. Biliyorsunuz albüm ile birlikte Penti’nin "Hepsi" yazılı çoraplarını dağıttık. Albüm bulundu, içindeki çorabı aldım ve giydim. Zaten program sırasında da bu durumu oradakilerle paylaştım.
Herkes bir sponsor bulamazken siz iki önemli sponsorla birlikte çalışıyorsunuz. Nedir sizin farkınız?
Eren: Gurur duyuyoruz tabii. Pepsi şimdiye kadar çok iyi isimlerle çalıştı. Bu yıllar sonra da unutulmayacak bir reklam filmi. Pepsi ile işbirliği yapan isimler hiçbir zaman unutulmuyor, inşallah aynı durum bizim için de geçerli olur.
Herkesin sorduğu ve sizin ısrarla "Asla" dediğiniz bir soru var. Bunu bizimle paylaşır mısınız?
Gülçin: Evet! Her gören "Ayrılacak mısınız" diye soruyor. Başımıza bu kadar güzel şey gelirken neden ayrılmayı düşünelim? Hepsi grubu bir gün bitecek ama bu 4 kişi ayrılmayacak. Daha önce Hepsi grubu yoktu, biz yine böyleydik. O zaman yaşlanmış oluruz zaten.
Yasemin: Biz hiçbir zaman ayrılmayı düşünmedik. Biz bu dostluğa güveniyoruz.
Hepiniz balerinsiniz ve hepiniz için de vazgeçilmez tek şey dans olsa gerek, öyle değil mi?
Yasemin: Kesinlikle! Dans çalışmalarımızda Hamza Haimami ile çalışmaya devam ediyor olmamız gerekiyordu. Ama Justin Timberlake ile çok daha önce çalışmaya başlamışlar. Umuyoruz ki Justin’le işi bitince bizimle çalışmaya devam edecek.
Gülçin: Klibimizdeki dansçılar daha önce Mariah Carey ile çalışmışlar. Sözde kalınca insan inanmayabiliyor, ama fotoğraflarını görünce çok şaşırdık.
n İlk klibinizi çektiniz, şimdiki projeleriniz neler?
Eren: İkinci klipten önce başka projelerimiz var. Sponsorlarımız Penti ve Pepsi ile yaz boyunca çalışmalarımız devam edecek.
Klip çekimlerinde rol gereği sihir yapmışsınız. Gerçekte böyle bir yeteneğiniz olsa ne yapmak istersiniz peki?
Gülçin: Dünya çapında bir konser düzenlerdim.
Yasemin: Bütün kötülükleri kaldırıp, herkese sağlık verirdim.
Eren: Gerçekten karnı aç olan insanların önüne kocaman bir sofra düşsün isterdim. İkinci isteğim ise buradan Hamza Haimami ile Justin’in yanına gitmek olurdu.
Klip çekmek keyifli mi, yoksa...
Cemre: Dünyanın en zor işi... Artık gecenin bir vakti yorgunluktan durup dururken gülmeye başlamıştık. Ben yönetmene "28 saniyeyi 130 kere çekmemizin sebebini anlayamıyorum. Bir de uçaklar nasıl uçuyor hálá" dedim. O da bana "Güney yarımküredeki insanlar neden baş aşağı oldukları halde düşmüyor, ben de onu anlamıyorum" deyince, "Tamam" dedim "sen de yorulmuşsun!"
Etiketler: Trendy Dergisi Röportajı
alıntıı